Hükümet Ülkeyi İçine Kapatmak İstiyor!

Yurtdışı Mezunları Diploma Denklik Platform sözcüsü Erdoğan Kılınç ve 21 kişilik temsil heyeti, kangren haline gelen sorunlarını paylaşmak ve güncelde hala devam eden yurtdışından mezun olmuş Türk vatandaşlarının ülkeye dönüşte diploma denklik sürecinde yaşadıkları usulsüzlükleri iletmek, taleplerini bildirmek ve sorunlarının çözümüne destek istemek için DEVA Partisini ziyaret etti.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplumla İlişkiler Başkanı Hasan Karal tarafından kabul edilen heyet, 64 bine yakın mağdurun olduğunu ve yıllardır ısrarla ve inatla çözülmeyen bu meselenin artık büyük bir toplumsal bir yara haline geldiğini ifade ederek, “Mahkemelerden idari ve adil bir sonuç almak mümkün değil, konu siyasileşmiştir. Bizim sesimiz olmanızı istiyoruz, bu konuyu çözebilecek olanlar siyasetçilerdir” dedi.

Bir dokun bin ah işit noktasına gelmiş gençler, sahipsiz ve kimsesiz bırakıldıklarını kaydederek; “Öğrenciler 2013 yılında 2010 yönetmeliğine göre yurtdışında eğitim almaya gidiyorlar, YÖK’ten okulun tanındığına dair bir yazı alarak. Ancak ülkeye dönüp diplomaya denkliği talebinde bulunduklarında daha önceki yönetmelikte yer almayan devam zorunluluğu ve seviye tespit sınavı gibi 2017 yönetmeliğinde yer alan hükümlere tabii tutuluyorlar, tanınan okullar tanınmıyor. Adil olmayan ve şaibeli yürütülen Seviye Tespit Sınavı adında bir sınavına tabi tutuluyorlar. Not dökümleri, bilirkişi eğitimi almamış, nasıl işlediği kanunla düzenlenmemiş komisyonlarca inceleniyor, eksik dersler belirleniyor. Eksik dersleri almadan bu derslerden seviye tespit sınavına sokuluyorlar” dedi.

Yapılan sınavların hileli ve usulsüzlükle yürütüldüğünü ifade eden platform başkanı Kılınç, yaklaşık 50 kişinin girdiği sınavdan başarılı olanların sadece 10 olduğunu, başarılı olanların 9’unun Suriyeli olduğunu ifade etti. “Aynı üniversiteden mezun olan aynı dersleri alan biri Türkiye vatandaşı diğeri Suriyeli olan iki kişinin Türkçe girdiği sınavdan Suriyelilerin hepsi başarı ile çıkarken, Türkler başarısız oluyor. Bu mümkün değil” diyerek dertlendi.

“YÖK, Türkiye’nin tarafı olduğu Lizbon Sözleşmesi’ne uymamaktadır. Rutin olan kuralı istisnaya, istisna olan kuralı rutine çevirmiştir. Bu yönetmeliğin, Lizbon kurallarına uyum sağlayacak şekilde değiştirilmesi talebimizdir. Yürürlükte olan Yurt Dışı Diploma Denklik Yönetmeliği ve denklik işlem süreçleri, uygulaması muğlak, keyfi ve bürokrasiyi yavaşlatan bir yönetmeliktir. YÖK’ü içinde açık öğretim ile uzaktan eğitim almış insanlar vardır. Ehliyet, likayet diye bir şey kalmadı. Adam kayırmacılık ve usulsüzlük yaparak bütün gençlerin gözündeki ışığı kaybettiler.

Türkçe eğitim alanların diploması ret ediliyor (ki bu reddin kanuni olmadığını Ankara Bölge İdare Mahkemesi bir davada onaylamış olduğu halde), okulda devam zorunluluğu var mı yok mu demeden, ülkede kalış süresini bile detaylı olarak ölçülmeden, o ülkenin resmi ve dini tatilleri düşünülmeden, devam yetersizliğinden diploma denkliği verilmiyor. FETÖ ile ilişkili şahısların bu okullarda eğitim aldığı bahanesi ile de bir algı yürütüyor. Ancak bu alanda bir istihbarat ve ölçme çalışması yapılmıyor. 2 yıldır diploma teyidi bekleyen, 3 yıldır da ön incelemede bekleyen denklik başvuruları bulunmakta.”

Mağdur ve mazlum durumdaki platform üyelerinin isyan ve itirazlarını dinleyen Hasan Karal, “Acınızı ve öfkenizi anlıyorum. Yurtdışında eğitim almış olmak bir zenginliktir. O bilgilerle ülkemize faydalı olacaklarken bu çocuklara diplomalarını vermiyorlar. Bunlar ülkeyi içine kapatmak istiyorlar. Ne yaşanırsa yaşansın içerde yaşansın sesimiz dışarı çıkmasın diyorlar.

İşte tüm bu hukuksuzluklar bizi bu partiyi kurmaya ikna etti. Her gün birçok insanı dinliyoruz. Herkesin illa mağduriyet yaşadığı bir konu var. KHK’lısı geliyor, elinde beraat kararı var ama 4 yıldır bekliyor. Mahkemeye gitmekten başka vatandaşın neyi var? Mahkeme de bu insanların çaresi olamıyorsa, devletimiz olamıyorsa biz olacağız. Tüm bu hukuksuzluklar için çabalıyoruz. Bu çok acı bir durum, biz de bu süreçlerden geçtik, yıllarda uğraştık. Bu olay, geldiğimiz hukuksuzluğun en bariz örneklerinden bir tanesi. Yönetmeliklere ve uluslararası anlaşmalara güvenerek yolladığımız zar zor şartlarda okuttuğunuz çocuklarınızın diploması verilmeyip işsiz kalırken, 6-7 maaş alan bürokratlar olduğunu biliyoruz. Türkiye’de üniversitelere girişte baraj kaldırılmışken, yurtdışında okuyan ve ülkesine dönmüş eğitimli iş gücüne böyle bir engel konması usulsüzlüktür. Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedeni ile hiçbir kurumun etkisi ve gücü kalmamış, hepsi işlemez olmuştur. Bu yüzden YÖK’ü kaldıracağız. Biz gençlerimizin geleceğini yok eden bu kurumu kaldıracağız. Bu sorunu pansumanlarla çözmek yerine kökten çözeceğiz” diyerek telkin ve tavsiyelerde bulundu.